Oyun Oynayacağız, Müsaadenizle!

Oyun sadece çocukla, gençle değil yetişkinle çalışırken de en etkili eğitim yöntemlerinden biri. İster ısınma oyunu ister takım oyunu, isterse daha derinlikli psikodramatik bir oyun olsun hepsi eğitime katkı sağlayan, öğrenmeyi pekiştiren araçlar. Oyun içeren eğitimlerden çıkan katılımcıların geribildirimlerinde ‘çok eğlendim’ ifadesiyle sıkça karşılaşıyoruz. Bu, şu soruya neden olabiliyor bazen: ‘Eğlendiğini söylüyor, eğitim bunun neresinde?’. Eğitim, katılımcının oynayarak yani yaşayarak deneyimlediklerinde. Eğitim, katılımcının iyi ve güvende hissederek, sürecin aktif bir parçası olarak öğrendiklerinde. Öğrenmenin katılımcının duygusal moduyla doğrudan ilişkili olduğunu unutmayalım. Pozitif duygular ve olumlu bir ruh hali öğrenme için destekleyici unsurlar. Birey ancak iyi hissederse iç motivasyonu artıyor ve eğitim ortamında gerçek bir ‘öğrenen’ olarak var olabiliyor. Oyun, tam da bunu sağlıyor.

Oyunun öğrenmeye katkılarına genel olarak bakacak olursak;

Oyun kendinle tanıştırır: Oyun bir kendini ifade etme, kendini inceleme ve tanıma aracı. Einstein’ın dediği gibi ‘oyunlar, en neşeli araştırma biçimidir’. Oyun içinde kendimizi, duygu, düşünce ve davranışlarımızı, arzu ve ihtiyaçlarımızı, kişilik özelliklerimizi ve becerilerimizi, başkalarıyla ilişki ve iletişim hallerimizi, sınırlarımızı ve daha fazlasını araştırıyor, keşfediyoruz.

Oyun etkileşim alanı yaratır: Etkileşim öğrenmenin temel taşlarından biri. Farklı durumlarla etkileşime girme ve bu etkileşimi deneyimleme yoluyla farkındalık kazanıyor, konuları içselleştiriyor, algı, tutum ve davranışlarımızı dönüştürüyoruz.

Oyun iyi hissettirir: İyi hissettiğimiz zaman paylaşmaya, öğrenmeye ve değişime daha açık hale geliyoruz. Eğlenceli durumlar ve hisler sağ beynimizi çalıştırarak ve neşe duymamızı sağlayarak üretkenliğimizi ve yaratıcılığımızı tetikliyor1.

Oyun aidiyet kazandırır: Aidiyet duyduğumuz gruplar içinde hem iyi ve güvende hissettiğimiz hem de daha ‘kendimiz’ olduğumuz için öğrenme artıyor.

Oyun geliştirir: Oyunlar ana temaları ve amaçları farklı olsa dahi problem çözme, zaman yönetimi, ekip çalışması, yaratıcılık, iletişim ve empati gibi becerilerimizi geliştiriyor.

Oyun doğallaştırır: Oyun maskelerimizi düşürerek çocuksu, ilgili, meraklı, keşfetmeye açık yönlerimizi su yüzüne çıkarıyor. Daha doğal ve gerçek hallerimiz de öğrenmeye hizmet ediyor.

Oyun büyütür: Oyun bizi spontanlığımızla buluşturarak konfor alanlarımızın dışına çıkmamıza, risk almamıza, böylece kendi kendimize koyduğumuz sınırların genişlemesine ve ‘büyümemize’ olanak tanıyor.

Bitirirken, en çok okuyarak, duyarak ya da görerek değil yaşayarak öğrendiğimizi yeniden hatırlayalım. Ve oyun bir ‘’yaşama hali’’ tasarımı.

Betül Bozkurt

  1. Pink, D.H. (2016). Aklın Yeni Sınırları. İstanbul: MediaCat Kitapları.

 

PAYLAŞ